BİLADÜ’Ş ŞAM’DA YENİ DİZAYN; LÜBNAN,“NEREDE KALMIŞTIK?”
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Kurucusu ve Başkanı Klaus Schwab’ın tanımlamasıyla petrol ve doğalgazdan teknolojiye her sektörün dönüşmesi gerektiği ve yeni güç merkezlerinin oluştuğu bir dönemde çeşitli aksların kesiştiği bir coğrafya olan Doğu Akdeniz’de aktörler şekillendirilmeye devam ediliyor.
Vekâlet savaşı araçları, terör örgütleri ve diğer devlet dışı aktörlerin konuşlandırıldığı bu bölgede patlamayı; Mezhep savaşının yeni bir formda şekillendirilmesi ve İran’ın güçlü olduğu bir diğer alana kaydırılması, Lübnan’daki etkinliğinin azaltılması ve Hizbullah’ı dengeye getirebilecek yeni bir güç odağının şekillendirilmesi maksadıyla gerçekleştirilen bir eylem olarak yorumlamak yanlış olmaz.
Ekonomik ve siyasi anlamda zayıflatılmış devlet yapısıyla pek çok defa sahneye çıkarılan Lübnan, adeta muhtemel bir iç savaş öncesinde kurtarıcısını çağıran bir ülke görüntüsü arz ediyor. MISIR’ın parlatılmaya başlatılmasının hemen ardından, Lübnan’ı istikrarsızlaştırma harekâtı devam ediyor.
Doğu Akdeniz’de enerji merkezli dizayn sürüyor. İsrail HUB’ında Hayfa Limanına alternatif ticaret merkezleri etkisizleştiriliyor. Kısaca İsrail Akdeniz’e çıkış rotalarını ve İran’a ait nüfuz alanlarını kontrol altına alıyor. DEAŞ’ın yeniden yapılandırılarak bölgede kullanılması tıpkı, Irak ve Suriye’nin şekillendirilmesi gibi Akdeniz çıkış arazisinin de şekillendirilmesini akla getiriyor.
ABD bir taraftan Tartus’ta bulunan Rusya’yı etkisizleştirmek için sahada kalıcı olarak yer tutmaya ve Hizbullah üzerinden (patlamanın olduğu bölge Hizbullah’ın kontrolünde askeri aktarımlarını yaptığı bölgeydi) İRAN’a gözdağı vererek Arap Coğrafyasında Mısır’ı Sünni blokun temsilcisi olarak öne çıkarmaya çalışırken, Kasım seçimleri öncesi Yüzyılın Anlaşmasına doğru atılacak adımları şekillendirmeye çalışıyor.
Kanlı iç savaşın başlangıcının üzerinden 45 yıl geçtikten sonra Lübnanlılar yeniden siyasi, ekonomik ve sosyal bir istikrarsızlık sürecine doğru hızla itiliyor. Bu sefer farklı bir dizaynda farklı parametrelerle gerçekleşen süreç, Biladü’ş Şam olarak bilinen Suriye, Filistin, Lübnan ve Ürdün yani Şam Beldelerinde çok farklı boyutlarda hissediliyor.
Lübnan için “Nerede kalmıştık?” sorusunu soranların adedi çoğalıyor.